Merhaba, dolu dolu geçmeyen, monoton, üzgün ve stresli bir haftadan sonra tekrar merhaba!
Yapacak bir sürü işim olduğuna göre, benim de bu yazıyı yazmak için bahanem oldu denebilir. Ya da o uzuuun işlerimi bitirmemek için bir bahane. Neyse, öhm...
Sizlere bugün yazıcağım konu, günlerimin, dakikalarımın hatta gündelik konuşmalarım dahil yaptığım her şey üzerinde etkili olan bir durum üzerine.
Bunu çizdiğim dersten umudumu kesmiştim zaten, yanımda beni seyreden arkadaşlar için de pek hayırlı bir ders olduğu söylenemez... |
Dikkat dağınıklığı ve Acelecilik üzerine..
Eminim birçoğunuz eve gelip bilgisayarınızı açıp internet keyfi yapmadan hemen önce browser'ınıza girip devamlı girdiğiniz linkleri tıklıyorsunuzdur. Facebook, twitter, tumblr, ekşisözlük, hürriyet haber, reddit artık neyi takip ediyorsanız.... Aynı anda, rakam vermek gerekirse buna 5 diyelim, 5'ten fazla linkiniz mi açık? Veya okulda, dersi dinlerken sıkılınca bir eliniz telefonda ve ya mesaj mı geldi ya da bi internet sitesine gireyim de vakit öldüreyim mi diyorsunuz? He bunun gibi şeyler işte, dikkat dağınıklığı...
Ben de yine sıradan bir günde dikkatimin fazlasıyla dağıldığını fark ettim ve şu satırları kaleme aldım kütüphanede, kitap okumam ve çalışıyor olmam gerekirken...
Birçok şeyi aceleyle ve bir sürü dikkat dağıtıcı etken altında yapmaya o kadar alışmışım ki, daha konuşurken bile dikkatimi toparlayamadığımı fark ediyorum. Eğer dikkatimi resmedecek olsaydım fırtına, hortum, tsunami ve volkan patlamasının aynı anda meydana geldiği bir tablo hayal ederdim.
Birçok şeyi yaparken, en basidinden en kompleksine, hep çok hızlı olmasını istiyoruz. Çünkü o kadar çok şey var ki dikkat edecek. İnternetten bakılacak siteler, okunacak kitaplar, tutulacak notlar, bakıp seyredilecek insanlar, hatırlanacak anılar, çizilecek resimler, üzülünecek eski sevgili, düşünülecek felsefi sorunlar falan filan....
Böyle bir fırtınada kim nasıl konsantre olabilir düşüneceği konulara, yapacağı işe ve o işten ne kadar verim alabilir?
Bu fırtınadan kurtulup, bir köşeye sığınmam gerekiyor. Ama zihinde olan bir fırtınadan kaçış hiçbir fiziksel kaçış veya aktiviteyle yapılamaz. [aslında belki yapılabilir, şöyle dağa çıkılsa ve orada telefon internet vs. hiçbir şey çekmese, o zaman illa ki soyutlanılır, düşünce berraklaşır, ama yine de düşünsel bir çekilme şart] Bunun için zihinsel bir dinginlik gerekiyor.
Bu da zihnimdeki dikkat dağınıklığı canavarı
Bu biraz da teknoloji yüzünden [veya teknolojinin katkısıyla diyelim, neden her şeyin suçlusu teknoloji olmak zorunda, teknolojiyi kullanan bizleriz, dolayısıyla bunun suçlusu, sorumlusu da biziz, teknoloji sadece bu olayları hızlandıran bir araç] oluşan bir durum. Whatsapp'tan kim yazmış, yok annem babam arayıp konuşmak ister veya mesaj gelir melir diye düşünerek telefonumun elimden hiç düşmediği bir gerçek. [ki eminim birçoğunuz için de bu böyledir] Eh böyle olunca da düşünce akışı devamlı kesiliyor.
Ve böyle sonlandırdım notlarımı, telefonuma bakmak, etrafımdaki insanları seyretmek ve sırtımı kaşımak adına...
Mesaj! Notifiksayon! Mesaj mı geldi sendromu!?!
Ağzından şeker düşen hiperaktif 10 yaşındaki çocuk gibi olan dikkatimi, meditasyon yapan keşiş dinginliğine nasıl ulaştırıcam acaba?
Belki de dikkati tamamen toparlamak gerekmiyordur, bunu tartışmak mümkün ama ben bu dikkat dağınıklığından çok çektim ve çekmeye devam ediyorum. Eğer hayatında hiçbir şeyi başaramamış, beceriksiz biri olacaksam bu yüzdendir, bir de tembelliğimden.
İnsanın eksiklerini bilmesi güzel şey tabi, ve bunun üzerinde de çalışıyorum. Minik adımlar atmaya başladım. Mesela okul dönüşü vapura yürürken aynı anda sadece 2-3 şeyi düşünmeye çalışıyorum! Büyük başarı cidden. Bakıyorum konudan saptığımı fark ediyorum, hop tekrar o ilk düşündüğüm şeye dönüş. Uçan balon gibi çünkü düşünce, ipi tutmayı bırakınca hooop uçu veriyor, konudan konuya geçiliyor ve "...ne düşünüyodum ben yaa.." ya dönüyor olay. Ve bunun olmaması için çalışmaya başladım.
Düz yolda yürümeyi becerebiliyorsam, zigzaglar çizerek, hoplaya zıplayarak düşünme alışkanlığımı da birazcık dizginleyebilirim sanırım...
Kalın sağlıcakla,
-Engin-